Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | yakından bağlantılı | bound s. | ||
We have to deal with three issues that are closely bound up with each other. Birbiriyle yakından bağlantılı olan üç konuyu ele almak zorundayız. More Sentences |
||||
Genel | yakından bağlantılı | siamese s. |